Sayfalar

21 Ekim 2014 Salı

Kelebeğin Rüyası

Gecenlerde Yilmaz Erdogan'in yazip yonettigi iki sairin ask ve dram dolu hayatini anlatan 2013 yapimi Kelebegin Ruyasi filmini  izledim. Oyuncular Kıvanç Tatlıtuğ, Mert Fırat, Yılmaz Erdoğan, Belçim Erdoğan ve Farah Zeynep Abdullah.

Film Zonguldak'ta, 1941 yılında basliyor. İki genc sair Rüştü Onur (Mert Fırat) ve Muzaffer Tayyip Uslu (Kıvanç Tatlıtuğ) madende calisirken Tuberkuloz hastaligi nedeniyle isten ayrilmak zorunda kalir. Siir yazarak hayatlarini devam ettirmeye calisirlar. Belediye Başkanı'nın kızı Suzan Özsöy (Belçim Bilgin)'un Zonguldak'a gelmesiyle Muzaffer, Suzan'a aşık olur. Henüz lise öğrencisi olan Suzan, hasta oldugu icin ailesinin gorusmelerini istememesine rağmen Muzaffer ve Rustu ile yakın arkadaş olur. Fakat 1940'lı yılların vebası olan tuberkuloz, iki genç insanın da sağlığını git gide tehdit etmektedir ve Rustu Heybeliada'daki sanatoryuma yatirilir. Orada Mediha (Farah Zeynep Abdullah) ile tanisir ve asik olur. Bu arada durumu agirlasan Muzaffer de sanatoryuma yatirilir ve Suzan'dan ayrilmak zorunda kalir. Mediha sanatoryumdan taburcu olunca Rüştü ve Muzaffer sanatoryumdan kacarak hem Suzan'i hem de Mediha'yi bulurlar. Bu arada ikisinin de ilk siirleri Varlik Dergisi'nde yayinlanir. Rustu Mediha ile evlenir ancak evliliklerinin ilk gunlerinde Mediha agirlasarak vefat eder. 4 sene sonra da arkadasi Muzaffer vefat eder.

Acikcasi Turk filmlerinden cok fazla bir beklentim yok ama bu filmden beklentim biraz yuksekti. Erken yasta olen ve isimleri yok olmus sairlere adanan bu filmdeki genel fikir cok guzel ama Yilmaz Erdogan verelim drami verelim drami izleyiciyi aglatalim da iyi bir film olur demis gibi. Film cok gereksiz ve sıkıcı bolumler uzatilmis da uzatilmis mesela piknikte yumurta paylasma goruntusu. Insana buna ne gerek vardi diye dusunduruyor. Savastan sonra bir yumurtayi bulmak bile zordu gibi bir fikir mi vermeye calisiyor acaba? Herhalde o zamanin Zonguldak'inda en kolay bulunan sey yumurtadir diye dusunuyorum, baska bir urun kullansalar daha iyi olurdu belki. Madene inme kismi da bana cok absurd geldi cunku Muzaffer aslinda daha once madende calisan biri ve sonunda isin o yikinma bolumune gelecegini bilmiyor muydu? 1940'larda Zonguldak'ta genc bir kiz iki erkekle birlikte kirmizi bir elbisesiyle bisiklete biniyor. Bu goruntu sanki bir Italyan filmlerinden ozenilmis gibiydi ama pek te gercegi yansitan bir goruntu degildi. Bir de Rustu olmeden once kendilerini odaya kilitleyip duvarlara siir yazmalar falan... offf...Baska bir yonetmenle calisilsaymis belki daha iyi olurdu. Diger bir konu da Belcim Erdogan'in es durumundan bu filmde oynamasi. Kendisi cok kart bir lise ogrencisi olmus ayrica diger oyuncularin yaninda cok yapmacik ve hic inandirici olmayan bir oyunculuk sergilemis. Yilmaz Erdogan daha genc bir oyuncu secseydi daha iyi olurdu. Kelebeğin Rüyası'nin senaryosunun ve olay orgusunun fazla orjinal olmamasina ragmen başarılı mekan seçimleri ve renkler harikaydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder