Sayfalar

16 Şubat 2014 Pazar

Swan Lake (Kuğu Gölü)

Cumartesi aksami Pittsburgh'daki Benedum Center'da Çaykovski'nin (Pyotr Ilyich Tchaikovsky, 7 Mayıs 1840; Votkinsk - 6 Kasım 1893; Sankt Petersburg) besteledigi en onemli eserlerinden biri olan Kuğu Gölü Balesi'ni izledik. Kugu Golu hikayesinin ana temasi Alman bir yazarin Kayip Duvak isimli hikayesinden alinmis ve kugu hikayesi de Rus halk masali olan Beyaz Ordek'e benzermis. Kugu golu balesinin ilk nasil ortaya ciktigi konusunda yeterli bilgiye sahip degilmisiz ne yazik ki ama bildigimiz Moskova'daki Imperial Tiyatrosu'nun danscilari tarafindan yazilarak cogaltildigi ve Çaykovski'yi de Kugu Golu balesini yaratmasi icin sectikleridir. Caykovski bu is icin o kadar heyecan icindeymis ki butun besteleri bir yil gibi kisa bir sure icinde bitirmis.

Romantik Dönem Rus klasik müzik bestecisi olan Çaykovski, dort perdeden olusan bu eseri 1875–1876 yillari arasinda bestelemis. Moskova'daki şimdiki adı Bolşoy Balesi olan Rus Kraliyet Tiyatrosu’ndaki ilk gosterim 1877'de Julius Reisinger'in koreografisi ile yapılmis. Olumunden sonra eserleri unlu olan sanatcilar gibi Çaykovski'nin bu eseri de ilk gosteriminden sonra cok basarili bulunmamis ve repertuardan kaldirilmis. Kuğu Gölü'nun begenilmeyen ilk gosterimleri o yillardaki kotu produksiyonun, danscilarin ve orkestranin kurbani olmus kisacasi. 

On iki sene hicbir bale bestesi uretmeyen Çaykovski 1889'da Uyuyan Güzel (Sleeping Beauty) balesini ve 1891'de de son balesi olan Findikkiran'i (Nutcracker) bestelemis. 1895'te Çaykovski'nin ölümünden sonra ilk balesi olan Kuğu Gölü, ünlü koreograflar Marius Petipa ve Lev Ivanov'un koreografisi ile yeniden sahnelenmeye başlamış. Yeni Kuğu Gölü'nün ilk sahnelenişi Çaykovski'nin ölümünden iki sene sonra olmus ve gec olsa da hakettigi üne kavusan Kugu Gölü balesinin simdiye kadar yetmişe yakın varyasyonu sahnelense de hemen hemen hepsi Petipa ve Ivanov’un koreografisinden ve o zamanin kiyafet ve dekorundan esinlenmis.

Amerika'da ilk defa San Francisco'da 1940 yilinda sahnelenen balenin Turkiye prömiyeri 29 Ekim 1965’te Ankara’da yapılmis; rejiyi Ninette de Valois, ana karakterler olan Odette ve Odile rollerini ise Gülcan Tunççekiç ve Meriç Sümen dönüşümlü olarak üstlenmis. 

Kugu Gölü Balesi kötü bir büyücü tarafindan kuguya dönüsturulen guzel ve genc bir kiza (Odette) prensin asik olmasiyla baslar. Büyücünün neden Odette'yi kuguya donusturdugu bilinmez. Kuguya donüsen Odette sadece gece yarisi kisa bir süreligine insana donüsmektedir ve Prens de Odette'yi ertesi gun sarayda verilecek dogum günü partisine davet eder. Kotu buyucu prensin dogum günü partisine kendi kizini (Odille) Odette'ye benzeterek getirir ve prensi onunla evlenmesi icin ikna etmeye calisir. Prens de Odille'yi Odette zannederek ona askini ilan ederken, gece yarisi insana donüserek saraya gelen Odette, prensin kendisini aldattigini dusunur ve sarayi terk eder. Prens kendisinin büyücünün bir oyunu icinde oldugunu anlar ve göle giderek Odette'yi bulur ve ondan af diler. Odette, prense kötü büyücünün yaptigi bu sihirden kurtulup birlikte olabilmeleri icin birlikte ölmeleri gerektegini yoksa ömür boyu kugu olarak kalacagini soyler. Prens de onunla birlikte ölmeyi kabul eder ve kendilerini göle atarak ölürler. Böylece büyücünün büyüsü bozulmus ve öbür dunyada prens ve Odette mutlu bir sekilde bir araya gelmis olur. Bizim izledigimiz balede bu son kullanilmis ancak degisik varyasyonlari da varmis. Bazisinda prens ile büyücü savasir ve prens galip gelir, büyü bozulur ve prens ile Odette kavusur. Bazisinda prens de kugu olur ve Odette ile prens kugu olarak bir araya gelir. Her zaman mutlu sonla bitmezmis hikaye cunku bazisinda ise prens ölür ve Odette ile bulusamazmis. 

2010 yilinda cekilen Siyah Kugu (Black Swan) filmi gibi bir cok filme, oyuna, dansa, sarkiya ve kitaba konu olan bu kugu hikayesinde ana tema iyi ve kotunun catismasi ve sonunda iyinin kazanmasi olarak ozetlenebilir aslinda. Film Kugu Golu balesi'nin ana karakteri olmak icin yarisan bir iyi bir kotu kizin catismasini ve sonrasinda gelisen olaylari konu aliyor.

Hic klasik muzikle ve baleyle alakasi olmayanlarin bile asina oldugu, bir cok filmde, reklamda falan kullanilan muzikler aslinda Kugu Golu balesinden. Mesela 2. bolumdeki Odette'nin sahneye cikisini gosteren bu bolumun muzigini sanirim bilmeyen yoktur. Ayrica Jeanette Biedermann adlı sarkicinin "how its got to be" adlı sarkisi da bu baleden parcalar icerir. 

Bu bale 4 bolumden ve 2 adet 15 dakikalik aradan olusuyor ve 3 saat suruyor. Benedum Center'in 1928 yilinda yapilan kenarlari islemeli bordo kadife kumas kapli koltuklarinin oldugu, gosterisli avizelerle suslenmis kubbeli salonunda basarili bir performans sergilendi ve hemen hemen butun koltuklar doluydu. Ormandan, gole, saraya sahne gecisleri, ana karakterin 32 fouetté dönüşü ve balerinlerin adeta kugu gibi suzulmeleri ve kanat hareketlerini canlandirmalari cok basariliydi. Performans 3 saat olsa da muzikler cok tanidik olunca pek sıkılmadım. Iki gun ust uste bir tiyatro oyunu bir de bale izledik bu haftasonu. Biraz yorulduk ama degdi, ben cok guzel vakit gecirdim. Bakalim bir sonraki ne olacak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder