
Muzenin Washington, DC'de olmasi bu eserleri dunyanin dort bir yanindan gelen bir cok kisinin gormesini sagliyor mutlaka ama keske Pittsburghlu olan Mellon bu muzeyi Pittsburgh'da acsaymis :) Ama Pittsburgh'u da unutmamis ve Pittsburgh Universitesi'ne ait Egitim Katedrali ve Heinz şapel icin arazi ve 43 milyon dolarin uzerinde para bagislamis. Ayrica kardesi ile birlikte Pittsburgh Universitesi'nin bir bolumu olarak Mellon Institute of Industrial Research'u (Endustriyel Arastirma Enstitusu) acmis ve sonra burasi 1967'de Carnegie Institute of Technology (Teknoloji Enstitusu) ile birleserek ABD'nin en iyi universitelerinden biri olan Carnegie Mellon Universitesi kurulmus olmus.
National Gallery of Art DC'nin National Mall denilen bolgesinde bulunan ucretsiz muzelerinden birisidir, ustelik canta/mont emanet etmek bile ucretsiz. Dogu ve Bati binalari olmak uzere en alt kattan birbirine bagli iki binadan ve bir de acik hava heykel bahcesinden olusmaktadir. Bati binasi 1941 yilinda Andrew W. Mellon'in olumunden sonra, Dogu binasi ise Andrew W. Mellon'in oglu ve kizinin bagislariyla 1978 yilinda tamamlanmis. Heykel bahcesi ise 1999 yilinda olusturulmus.
Ben gecen hafta gittigimde Dogu binasi tadilat nedeniyle kapaliydi, gezemedim ama benim gormek istedigim butun eserler neyseki Bati binasindaydi. Iki katli bu bina birbirinin simetrigi iki kanattan olusuyor. 2. katta, binanin ortasinda genis, yuvarlak, kenarlari sutunlu, ortasinda fiskiyeli bir havuz bulunan kubbeli bir salon (rotunda) bulunuyor. 1. katta ise bu kubbeli salonun yerinde cok bir şık bir kafe (Garden Cafe) var. Her iki kanadinda ortasinda kucuk bir bahce ve heykellerle suslenmis genis bir koridor bulunuyor. Her iki kanattaki sergi odalari birbirine bagli, yani bir yerden gezmeye baslayinca hic bir salonu atlamadan baslanilan koridora cikmak mumkun.
Rotunda Garden Cafe



Bu muzede benim en cok gormek istedigim Ailsa Mellon Bruce'in bagisladigi 5 milyon dolar ile satin alinan Leonardo Da Vinci'nin Amerika kitasindaki tek yagliboya tablosu olan Ginevra de' Benci (1474) portresiydi. Ilk defa orijinal bir Leonardo Da Vinci tablosu gordum. Ayrica Bellini, Monet, Rembrandt, Van Gogh, Cezanne, Matisse, Picasso'nun eserlerini bir arada gormek cok etkileyiciydi. Ayrica Van Gogh'un Green Wheat Fields, Auvers (Yesil Bugday Tarlasi, 1889) isimli tablosu Aralik 2013'te Paul Mellon tarafindan muzeye bagislanmis ve sergilenmeye baslanmis bile.
Ginevra de' Benci Green Wheat Fields, Auvers
Bati binasinin her kanadinin ortasinda bulunan bahce ve koridor

Bazi salonlarda yagliboya resim yapan kisiler vardi. Kenarlarda bos şovaleler var ve isteyen boya malzemelerini getirip yagliboya yapabiliyor. Monet'nin ve Van Gogh'un eserlerinin onunde resim yapanlar coktu ve hepsi kadindi. Orijinal eserin karsisinda, bir suru ziyaretcinin ortasinda resim yapmak da cesaret ister yani, ya cok kotu bir kopyasini yapiyorsan :))
Muze haftaici olmasina ragmen epey kalabalikti. Flassiz olmak sartiyla fotograf cekmek de serbest. Muzenin bati binasini duzgun bir sekilde gezmek icin en az 3 saat gerekiyor. Diger binayi gormedigim icin ne kadar buyuk, ne kadar surede gezilir bilmiyorum. Washington, DC'ye gelinirse her yil 4.5 milyon kisinin ziyaret ettigi National Gallery of Art mutlaka gorulmeli. Burayi gezince cok heyecanlandim, kendimi adeta bir zaman tunelinin icinde hissettim. Daha once cok defa DC'ye gelmis olmama ragmen bu muzeyi gezmedigim icin de kendimi biraz suclu hissettim. Bir daha geldigimde umarim diger bina da acik olursa tekrar gezecegim. Burasi bu kadar etkileyiciyse Paris'teki her yil yaklasik 10 milyon kisinin gezdigi Louvre Muzesi'ni dusunemiyorum bile. Suan en cok yapmak istedigim Louvre ve Rodin Muzelerini gezmek sanirim, bakalim ne zaman gerceklesir :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder