Meydanlar sehirlerin en onemli parcalaridir. Sehirler
genelde meydanlariyla unludurler. Mesela
New York Times Meydani, Londra Tarafalgar Meydani, Moskova Kizil
Meydan ve Istanbul Taksim Meydani
olmadan dusunulemez. Meydanlari
genis ve iyi dekore edilmis sehirleri severim. Meydanlar sehirlerin susudur cunku. Sehirde yasayan insanlari bir araya getiren, paylasimlari artiran
yerlerdir. Ne yazik ki Turkiye’deki belediyecilik anlayisi meydanlara gereken onemi gosteremiyor. Sehirlerimize buyuk parklar, meydanlar yerine alisveris
merkezi, yol, koprulu kavsaklar dikilmeye ve olan parklar, meydanlar yikilmaya
calisiliyor. Oysa insanlarin her zaman
nefes alabilecekleri meydanlara ihtiyaci var. Munih’i o acidan cok sevdim.
Genis meydanlari olan bir sehir. Meydanlari da tarihi binalar, heykeller, suslu
fiskiyeler, havuzlar ve insanlarin vakit gecirebilecegi muzeler ve kafeler susluyor.Bunlardan bir tanesi de Odeonplatz Meydani ve
Hofgarten.
Odeonplatz
Bir onceki Munih yazimda anlattigim Residenz’dan cikinca
Odeoplatz’da kendimizi buluverdik. 19. Yuzyilda Leo von
Klenze tarafindan olusturulmus bu meydan Ludwigstrasse denilen yolun
bitis noktasinda bulunmaktadir. Meydanin batisinda Odeon denilen suan Ic Isleri
Bakanligi’na ait olan eski tiyatro binasi onun yaninda Finans Bakanligi’na ait
olan Palais Leuchtenberg isimli
saray var. Bati tarafinda ise Klenze isimli
ticaret binasi bulunuyor. Bu binanin altinda CafeTambosi bulunuyor.Kaldirima koyduklari
sandalye, masalarda bir kahve, cay icilip meydan seyredilebilir. Yeme-icme
reytingleri cok iyi olmasada dinlenmek icin cok guzel bir kafe ozellikle hava
guzelse.
Cafe Tambosi
Meydanin diger bir tarafinda
ise Florence’teki unlu Loggia
dei Lanzi binasinin kopyasi olan Feldherrnhalle
bulunmakta. 1841 and 1844 yillari arasinda Ludwigstrasse
bitis noktasina yapilan bu anit bina Bavaria ordusunu onore etmek icin insaa
edilmis. Icinde Johann Tilly ve Karl Philipp von Wrede isimli askeri liderlerin heykelleri bulunmaktadir. 9 Kasim
1923’te Adolf Hitler ve 2000’e yakin taraftarinin duzenlendikleri illegal
yuruyusten dolayi Bavarya polisiyle bu anitin onunde karsi karsiya gelmis.
Polisin dur emrine uymayan yurusculere polisin ates acmasi sonucu 4 polis
memuru ve 16 yuruyuscu olmus, bir cok insan da yaralanmis. Bunun sonucunda
Hitler tutuklanmis ve 24 gun suren
mahkeme surecinin sonunda 5 sene hapse mahkum edilmis fakat 9 ay sonra
saliverilmis. Bu olay Nazilerin Bavarya Eyaleti’ni isgal etmeye calistiklari basarisiz
bir girisim olarak tarihte yerini Beer Hall Putsch ismiyle almis. Bu olay
Hitler’in halk tarafindan tanindigi ilk olaydan biri olarak gorulur ve Nazi
propogandasi bundan sonra artarak devam etmis.
Odeonplatz’taki Café Tambosi’nin yanindaki kemerli kapidan gecince sehri onemli parklarindan biri olah Hofgarten’a ulastik. Hofgarten Residenz ile Ingiliz Bahcesi (Englischer Garten) denilen sehrin en buyuk parkinin arasinda bulunur. 1613–1617 arasinda 1. Maximilian tarafindan yaptirilmis. Parkin tam merkezinde tanrica Diana icin 1615 yilinda Heinrich Schon tarafindan yapilan pavilion bulunur. Buradaki cimenlerde insanlar gunesleniyorlar. Hava cok guzel, gunesli oldugu icin gercekten cimlerde oturacak yer bulmak bile zor.

Istanbul’da soyle bir yesil alan yok sanirim. Gercekten cok uzucu. Munih’i gezerken hep aklimda boyle meydanlar, parklar, bahceler neden Istanbul’da yok diye ic gecirdim hep. Hofgarten’dan gecilip duz devam ederek sonra da alt gecitten gecerek Ingiliz Bahcesi (Englischer Garten)’ne ulastik. Bu park sehrin en buyuk parki ve 1789 yilinda Sir Benjamin Thompson tarafindan olusturulmus. 3.70 km2 Alana sahip olan park Dunya uzerindeki en buyuk parklardan biridir. New York’taki Central Park’tan (3.42 km2) daha buyuktur. Ismi Ingiltere’de 18. yuzyilin ortalarinda meshur olan peyzaj mimarisine gore yapildigi icin Ingiliz Bahcesi’dir. Icerisinde gezilecek cok yer var, gercekten cok buyuk bir park. Biz buraya cok fazla vakit ayirip, her yerini gezemedik. Icinde gol, gozlem kulesi, restoran ve nehirler, kopruler ve botanik bahcesi var.







Hiç yorum yok:
Yorum Gönder