Sayfalar

26 Eylül 2013 Perşembe

Münih - 4: Odeonplatz Meydani, Hofgarten ve Ingiliz Bahcesi (Englischer Garten)

Meydanlar sehirlerin en onemli parcalaridir. Sehirler genelde meydanlariyla unludurler. Mesela New York Times Meydani, Londra Tarafalgar Meydani, Moskova Kizil Meydan ve Istanbul Taksim Meydani olmadan dusunulemez. Meydanlari genis ve iyi dekore edilmis sehirleri severim. Meydanlar sehirlerin susudur cunku. Sehirde yasayan insanlari bir araya getiren, paylasimlari artiran yerlerdir. Ne yazik ki Turkiye’deki belediyecilik anlayisi meydanlara gereken onemi gosteremiyor. Sehirlerimize buyuk parklar, meydanlar yerine alisveris merkezi, yol, koprulu kavsaklar dikilmeye ve olan parklar, meydanlar yikilmaya calisiliyor. Oysa insanlarin her zaman nefes alabilecekleri meydanlara ihtiyaci var. Munih’i o acidan  cok sevdim. Genis meydanlari olan bir sehir. Meydanlari da tarihi binalar, heykeller, suslu fiskiyeler, havuzlar ve insanlarin vakit gecirebilecegi muzeler ve kafeler susluyor.Bunlardan bir tanesi de Odeonplatz Meydani ve Hofgarten. 

                                                                          Odeonplatz

Bir onceki Munih yazimda anlattigim Residenz’dan cikinca Odeoplatz’da kendimizi buluverdik. 19. Yuzyilda Leo von Klenze tarafindan olusturulmus bu meydan Ludwigstrasse denilen yolun bitis noktasinda bulunmaktadir. Meydanin batisinda Odeon denilen suan Ic Isleri Bakanligi’na ait olan eski tiyatro binasi onun yaninda Finans Bakanligi’na ait olan Palais Leuchtenberg isimli saray var. Bati tarafinda ise Klenze isimli ticaret binasi bulunuyor. Bu binanin altinda CafeTambosi bulunuyor.Kaldirima koyduklari sandalye, masalarda bir kahve, cay icilip meydan seyredilebilir. Yeme-icme reytingleri cok iyi olmasada dinlenmek icin cok guzel bir kafe ozellikle hava guzelse. 

                                                                        Cafe Tambosi


Meydanin diger bir tarafinda ise Florence’teki unlu Loggia dei Lanzi binasinin kopyasi olan Feldherrnhalle bulunmakta. 1841 and 1844 yillari arasinda Ludwigstrasse bitis noktasina yapilan bu anit bina Bavaria ordusunu onore etmek icin insaa edilmis. Icinde  Johann Tilly ve Karl Philipp von Wrede isimli askeri liderlerin heykelleri bulunmaktadir. 9 Kasim 1923’te Adolf Hitler ve 2000’e yakin taraftarinin duzenlendikleri illegal yuruyusten dolayi Bavarya polisiyle bu anitin onunde karsi karsiya gelmis. Polisin dur emrine uymayan yurusculere polisin ates acmasi sonucu 4 polis memuru ve 16 yuruyuscu olmus, bir cok insan da yaralanmis. Bunun sonucunda Hitler tutuklanmis ve  24 gun suren mahkeme surecinin sonunda 5 sene hapse mahkum edilmis fakat 9 ay sonra saliverilmis. Bu olay Nazilerin Bavarya Eyaleti’ni isgal etmeye calistiklari basarisiz bir girisim olarak tarihte yerini Beer Hall Putsch ismiyle almis. Bu olay Hitler’in halk tarafindan tanindigi ilk olaydan biri olarak gorulur ve Nazi propogandasi bundan sonra artarak devam etmis.

                                                                     











Odeonplatz’taki Café Tambosi’nin yanindaki  kemerli kapidan gecince sehri onemli parklarindan biri olah Hofgarten’a ulastik.  Hofgarten Residenz ile Ingiliz Bahcesi (Englischer Garten) denilen sehrin en buyuk parkinin arasinda bulunur. 1613–1617 arasinda 1. Maximilian tarafindan yaptirilmis. Parkin tam merkezinde tanrica Diana icin 1615 yilinda Heinrich Schon tarafindan yapilan pavilion bulunur. Buradaki cimenlerde insanlar gunesleniyorlar. Hava cok guzel, gunesli oldugu icin gercekten cimlerde oturacak yer bulmak bile zor. 


                                                                          


















Istanbul’da soyle bir yesil alan yok sanirim. Gercekten cok uzucu. Munih’i gezerken hep aklimda boyle meydanlar, parklar, bahceler neden Istanbul’da yok diye ic gecirdim hep. Hofgarten’dan gecilip duz devam ederek sonra da alt gecitten gecerek Ingiliz Bahcesi (Englischer Garten)’ne ulastik. Bu park sehrin en buyuk parki ve 1789 yilinda Sir Benjamin Thompson tarafindan olusturulmus. 3.70 km2 Alana sahip olan park Dunya uzerindeki en buyuk parklardan biridir. New York’taki Central Park’tan (3.42 km2) daha buyuktur. Ismi Ingiltere’de 18. yuzyilin ortalarinda meshur olan peyzaj mimarisine gore yapildigi icin Ingiliz Bahcesi’dir. Icerisinde gezilecek cok yer var, gercekten cok buyuk bir park. Biz buraya cok fazla vakit ayirip, her yerini gezemedik. Icinde gol, gozlem kulesi, restoran ve nehirler, kopruler ve botanik bahcesi var. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder