Philadelphia'da tarihi yerlerin yaninda gezilecek bir cok muze var. Benim en cok ilgimi ceken Fransız heykeltıras François-Auguste Rodin'in (d. 12 Kasım 1840, Paris - ö. 17 Kasım 1917, Meudun, Fransa) eserlerinin sergilendigi Rodin Muzesi'ydi. Muze sehir merkezine yurume mesafesindeki muzeler bolgesinde. Hemen karsisinda Barnes Vakfi'na (Barnes Foundation) ait muze ve bir kac blok ilerisinde de Rocky Balbao'nun kostugu merdivenleriyle meshur olan Philadelphia Sanat Muzesi (Philadelphia Museum of Art) bulunmakta.
Bu muzedeki eserleri Philadelphia'da sinema salonu sahibi olan is adami Jules Mastbaum (1872–1926) hemsehrilerinin hayatlarini zenginlestirmek amaciyla bir muze kurma hayaliyle 1923'te toplamaya baslamis. Uc sene gibi kisa bir sure icinde bir cok bronz\alci\kil eseri, cizimi, baskiyi, mektubu ve kitabi bir araya getirmeyi basarmis ve 1926'da Fransiz mimarlarla binanin ve bahcesinin tasarimi icin anlasmis. Fakat omru bu muzenin acilisini gormeye yetmemis ama Mastbaum'un olumunden sonra 1929 yilinda esinin onderliginde bu muze acilmis.
Paris'teki onemli sanat okullarina kabul edilmeyen fakat modern heykel sanatinin atasi diye tabir edilen Rodin, Özel Desen ve Matematik Okulu'na girdiğinde heykeli keşfetmis ve desen becerisini geliştirmis. 1864 yilinda kendine ait ilk atolyesini acmis ve 1871 yilinda Belcika'da ilk defa eserlerini sergilemeye baslamis. Once bir cok eseri geleneksel heykel sanati ile catistigi icin elestirilse de Rodin'in kil ile tematik, kompleks yuzeyler olusturma yetisi oldugu sonradan kabul edilmis. Insan vucudunun fiziksel niteliklerini ve kisinin karakterini gercege yakin modelleyebilme yetisi olaganustu olan Rodin tum bu elestirelere ragmen stilini degistirmeyi reddetmis ve sonucta sanat komunitesine ve Fransiz hukumetine kendini kabul ettirmis. 1900'lerde artik dunyaca unlu bir heykeltras olmayi basarmis.
20'li yaslarinda tanistigi Rose Beuret ile birlikte birlikte yasayan ve bir de erkek cocugu olan Rodin'in 1875 yilinda Italya'ya olan seyahati sirasinda Michalangelo ve Donatello'nun eserleri ilgisini ceker ve bu Rodin'in artistik rotasini belirleyen ve kendi deyimiyle akademik heykel sanatinin disina cikarak ozgurlesmesini saglayan bir donum noktasi olur.
1880 yilinda Fransız devleti yeni açılacak bir müze için Rodin'e bir kapi ismarlar. Dante'nin 14. yuzyilda yazdigi siiri İlahi Komedya'nin (Divine Comedy) ilk bolumu olan Cehennem'den (The Inferno) esinlenlenerek planladigi Cehennem Kapısı (Gates of Hell) uzerinde yaklasik 40 yil boyunca calısma firsati bulur cunku bu muze hic bir zaman acilamaz. 6 metre yuksekliginde ve 4 metre genisliginde olan kapının uzerinde yer almasini dusundugu 180 figuru birbirinden bagımsız heykeller olarak piyasaya sunmaya karar verir ve olumune yakin butun modelleri, cizimleri Fransiz Hukumeti'ne bagislar. Bu kapı, Rodin'in ölümünden sonra Paris'teki Rodin Muzesi tarafindan her figur bir araya getirilerek bronza dokulur. Su an dunyada 3 adet orijinali (Paris, Tokyo, Philadelphia) olan bu kapilardan biri Philadelphia'daki Rodin Muzesi'nin girisinde sergilenmekte. Bu kapiyi gormek icin muzeye girmeye gerek bile yok. Muzenin onunden gecerken bahceye girip binanin giris-cikis kapilarinin ortasinda gormek mumkun. Muzenin bahcesi yil boyu 24 saat ucretsiz olarak gezilebiliyor. Bahcede Dusunen Adam (The thinker), Age of Bronze, The Three Shades gibi baska eserleri de gorulebilir.
Cehennem Kapisi'nin Uzerindeki Bazi Figurler:
1) Düşünen Adam (Thinker): Kapının en tepesine konulmak amaciyla modellenmis ve bir rivayete gore dusunen adam Dante'nin Cehennem'deki figurlere ustten bakisini temsil eder. Baska bir rivayete gore ise dusunen adam Rodin'in kendisidir ve kendini figulere bakarak meditasyon yaparken temsil etmis. Bir baska rivayete gore ise dusunen adam Adem'dir ve insanligin icinde bulundugu yikimlari dusunurken temsil edilmis. Bu heykel degisik boyutlarda bronza dokulmus. Kapinin uzerindeki kucuk bir boyutudur ancak muzenin girisinde buyuk bir boyutu da yer almaktadir. Sag dirsegini sol dizinin uzerine koyup elinin uzerini de cenesinin altina dayayarak derin dusuncelere dalmis bir erkek figurudur ve felsefeyi simgeledigi soylenir. Michalengelo'nun figurlerinden esinlendigi icin ciplak olarak modelledigi bu heykel fakirligi ve zekayi temsil eder. Dunya'da 28 adet buyuk boy bronz dokumu bulunur.
2) Öpücük (The Kiss): 1200'lu yillarda Francesca ve Giovanni, aileleri tarafindan politik bir evliligin icine itilir. Francesca istemedigi halde Giovanni ile evlenir ve sonra Giovanni'nin kardesi Paolo'ya asik olur. 10 sene kadar bu gizli ask surer. Bir gun Giovanni kardesini esi ile yatakta yakalar ve ikisini de oldurur. Bu hikayeden etkilenen Rodin onlarin aldigi hazzi, onlari ciplak halde opusurken temsil eden bir heykelde anlatir. Dunya'da 12 tane buyuk boy orijinali bulunmaktadir. Bu heykelin buyuk boy mermer hali muzenin ana galerisinde gorulebilir. Kapinin uzerinde ise daha bronz dokum kucuk bir boyu bulunmaktadir.
3) Uc Golge (The Three Shades): Sol isaret parmaklariyla yeri gosteren uc ayni figurun farkli sekillerde bir araya getirilerek sergilenmesiyle olusan bir kompozisyondur. Bu heykel muzenin bahcesinde gorulebilir.
Rodin Muzesi'nde bulunan diger onemli eserler:
Tunc Cagi (Age of Bronze): Ilk normal insan boyutundaki eseridir. Heykelin gercege cok yakin modellendigi gerekcesiyle canli model kullanarak kaliba dokuldugu suclamasiyla juri karsina cikmis ve beraat etmis. Bundan sonra Rodin heykellerini insan boyutundan biraz daha buyuk, ellerini ve ayaklarini daha abartili modellemis. Michalengelo'nun Olen Kole (Dying Slave) isimli heykelinden esinlenerek ciplak, mukemmel vucut oranlariyla yapilmis bu heykelde insan vucudunun fiziksel ozelliklerini heykeline mukemmel bir sekilde yansitmis. Ilk basta heykelin sol elinde bir kilic varmis ve Rodin heykelin ismini de "Yenen"(The Vanquished) koyar ancak kilictan dolayi heykelin gogus kisminin bazi acilardan gorunmedigini dusunerek kilici cikarir ve ismini de "Tunc Cagi" olarak degistirir. Rodin'in soyledigine gore insanoglu Tunc Cagi'nda dogadan olusur ve bu heykeli bunu temsil eder. Bu heykel de muzenin dis duvarinda sergilenmektedir.
Ogut Veren Baptist Aziz John (St. John the Baptist Preaching): Bronz Cagi heykelinden sonra Rodin tekrar suclamalarla karsilasmamak icin bu heykelini insan boyutlarindan biraz daha buyuk bir model olarak tasarlar. Bronz Cagi heykeli statik olarak modellik yapan birinden tasarlanirken St. John hareket halindeki bir modele bakarak tasarlanmis. Iki ayagi da yerde olmasina ragmen yurume ve hareket efektini cok iyi yansitabilmis.
Calais Kasabalilari (The Burghers of Calais): Calais Belediyesi tarafindan tarihi bir anit icin bir heykel siparis edilir. 100 yil savaslari sirasinda Calais kasabasini kusatan Kral 3. Edward bu kasabada yasayan halkin oldurulmesi emrini verir ve alti onemli koy halkinin kasaba meydaninda asilmasinin halkin tek kurtulus yolu oldugunu bildirir. Rodin bu heykelini kasaba meydaninda asilan bu 6 kisinin hikayesinden esinlenerek ve heykelde alti degisik alanda calisan kisi olarak ve her birinde farkli bir duyguda kendi kaderlerini dusunurken modeller. Calais Belediyesi yetkilileri tarafindan pek begenilmeyen projeye Rodin yine de devam etmis, yetkililerin tutucu goruslerini goz onune almamis ve bitince heykel Calais kasabasinin sehir meydaninda sergilenmis. Yuksek bir tas yapinin uzerine koymaktansa heykeli yer seviyesine indirerek heykele bakanlari konunun icine daha iyi cekecegini dusunmus. Ayrica yer seviyesindeyken, her figurun pozisyonu bakan kisiyi heykelin etrafinda donmesine tesvik ettigini dusunur.
Viktor Hugo: Bir gun Rodin'den Viktor Hugo aniti icin bir heykel siparis edilir. Rodin'in, Viktor Hugo'yu ciplak ve bir kayaya oturmus olarak şekillendirmesi yetkilileri soka ugratır. Bu yuzden 1897'de kilden modeli yapilan heykel ancak 1964'te bronz kaliba dokulmus.
Balzac: Yine bir gun Rodin, Balzac'in olumunden sonra yapilacak Balzac aniti icin Edebiyatcilar Birligi'nden bir heykel siparisi alir. 6 yil boyunca bu proje icin calisan Rodin, Balzac'in bir kac portresini, tam vucut ciplak ya da sabahlikli figurlerini yapar. Balzac'in koca gobekli heybetli durusu ve sert yukaridan bakisi Rodin'e gore cesareti, emegi ve mucadeleyi temsil eder. Fakat sanat camiasi bu eser konusunda bir fikir birligine varamaz ve projesi reddedilir. Basinda koskoca yazari sabahlik icinde temsil ettigi icin alay konusu olur. Projeden aldigi komisyonu geri odeyen Rodin, heykeli evinin bahcesine getirir ve bir daha kamudan komisyon karsiligi siparis almaz. Rodin yazısmalarında, "Balzac"ın, en beğendiği eseri olduğunu vurgular. Herkesin bayıldığı “Opucuk” eserini ise “eğlenceli ama sıradan” diye niteler. Bütün bu skandal ya da çatışmalarda, Rodin her seferinde yalnızlığa ve çalışmaya gömülür. "Nasılsa zaman beni haklı cıkaracak" der ve haklidir cunku su an Balzac Rodin'in bas yapiti olarak degerlendirilir.
Farkettiyseniz bazi heykellerin birden fazla orijinali varmis. Ben de bunu bu muzede ogrendim ve epey sasirdim. Ben her heykelden sadece bir adet oldugunu dusunuyordum. Aslinda Rodin hic bir zaman eline matkap cekic alip mermerden yontma heykeller yapmamis ya da heykellerin bronz kaliba dokme islemleriyle ugrasmamis. Sadece heykellerin kilden modellerini cikartmistir. Bu modelleri cikarmadan once yillarca arastirma yapmis ve heykelini yapacagi kisiyle ilgili bilgiler, belgeler toplamis. Daha sonra edindigi bilgilerden esinlenerek çizimler yapmış ve ulaştığı sentezi, üç boyutlu kilden ya da alçıdan yaratmış. Tasi, mermeri yontmak, işlemek ya da bronz kalibina dokmek atolyede baska calisanlar tarafindan yapilirmis. Ayrica bronz kaliba dokmek pahali bir islem oldugu icin Cehennem Kapisi gibi iptal edilen projelerinden bazi eserleri ilk defa olumunden sonra kaliba dokulebilmis. Her eserini farklı boyutlarda, farklı ölçeklerde gerçekleştirdiği de olmus. Rodin kendisi icin "prova yapan bir terzi gibi" dermis. Su an Rodin'in kilden modelleri Fransiz Hukumeti'ne aitmis ve hukumet, eserlerin sayisini kontrol etmek icin her bir modelden en fazla 12 tane bronz kaliba dokulebilmesine izin veriyormus.
Rodin'in heykel sanatina kazandirdiklari saymakla bitmez kesinlikle. En onemlisi heykel sanatini akademik ogretilerden kurtarmis ve onun deyimiyle ozgurlestirmis. Sadece heykel sanatinin tekniklerine, bicimlerine bogulmak yerine, heykeli suslemelerden arindirarak, insani yani yarattigi kisilerin karakterlerini ve oykulerini anlatmis. Insanlarin yasadiklari gerilimleri, trajedileri, duygulari ve tutkulari heykellerinde yansitmaya calismis. Heykellerini sadece tek yonden gormek yerine etrafinda dolanarak farkli acilardan gormeyi istemis. Bu muzede de bir cok eseri ziyaretcilerin etrafinda dolanabilecegi sekilde yerlestirilmis.
Sali gunleri kapali olan bu muze diger gunler 10'dan 5'e kadar acik. Giris ucretleri "onerilen" fiyatlardir yani siz oradaki fiyatin altinda ya da ustunde istediginiz bir miktari odeyebilirsiniz. Muzeyi gezmek icin en az 2 saat ayirmak gerekir. Her gun oglen 1:30'da rehber esliginde 1 saatlik ucretsiz bir tur hizmeti var. Ben de 1:30'a dogru gittim ve rehber esliginde muzeyi gezdim. Rehberimiz Barbara Hanim ileri yasina ragmen cok enerjik, isini heyecanla yapan, cok bilgili biriydi. Burasi simdiye kadar gordugum en guzel, en duzenli, en ferah, en sakin, en dinlendirici muzelerden biriydi. Su an en cok istedigim sey Paris'teki Rodin Muzesi'ni gormek. O da bir gun olur insallah.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder