
Kirmizi kurdele fikri 1991 yilinda New York temelli Visual AIDS tarafindan ortaya atildi. Visual AIDS, AIDS yüzünden ölen veya HIV tasiyicisi arkadaş ve meslektaşlarını onurlandırmak ve anmak için bir araya gelen sanatçılardan oluşan bir yardım kuruluşudur. Bu kuruluş, sanat kurumlarını, müzeleri, galerileri ve AIDS destek örgütlerini, AIDS yuzunden olenleri anmak, AIDS/HIV bilincini artırmak, AIDS ile yaşayan kişilerin gereksinimlerini duyurmak ve AIDS araştırmalarına mali destek sağlamaları için harekete geçirmeyi amaçlamaktadır. Kurdele imgesinde, Körfez Savaşı'na katilan ABD askerlerini onurlandırmak için verilen sarı kurdelelerden esinlenilmiştir. Kurdelenin kırmızı olmasi da, Visual AIDS yetkililerine göre "öfkeyle değil, kendini feda eden bir aşık gibi kanla ve tutkuyla olan bağlantısından" dolayı seçilmiştir. Kırmızı kurdelenin halkla ilk tanışması 1991 Tony Ödülleri'nin galasında oldu. Galada, sunucu Jeremy Irons yakasına kırmızı bir kurdele taktı. Bunun hemen ardından kırmızı kurdele, sanatçıların ve ünlülerin "politik doğru" giyim tarzlarının vazgeçilmez bir aksesuarı oldu. Tipki gogus kanseri ve erken teshis hakkinda toplumu bilinclendirmek icin pembe kurdelenin secilmis olmasi gibi.
1 Aralik Dünya AIDS Günü...
AIDS: Acquired Immune Deficiency Syndrome [(Sonradan) Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği Sendromu/EBES]
HIV: Human Immunodeficiency Virus (İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virusu)
Dünya AIDS günü HIV'in yayılması ve AIDS hastalığının artışına karşın bilincin yükseltilmesi amacına adanmış bir gündür. Diğer bir amacı ise bu hastalıktan yaşamını yitirenleri anmak ve onları onurlandırmaktır. 1995 yılından bu yana Dünya AIDS Gününü resmi olarak bir cok ulke tanımış ve kirmizi kurdele AIDS'le mucadelenin sembolu haline gelmistir. 1981-2007 arasinda 25 milyon insan hayatını AIDS nedeniyle kaybetmiştir. Dunya'da 2007 yılı istatistiklerine göre 33 milyon HIV virusu tasiyan kişi yaşamaktadır. Bu rakamlar doğrultusunda AIDS, dünyanın en yaygın yıkıcı hastalıklarından biri kabul ediliyor.
Dunya AIDS gunu nedeniyle basinda cikan kose yazilarini okudukca aslinda AIDS ve HIV ile ilgili cok fazla bilgim olmadigini anladim. Aslinda ben simdiye kadar HIV ve AIDS'i ayni sey zannediyordum ama degilmis. Aslinda acilimlarina bakilinca farklari oldugu acikca anlasiliyor. HIV bağışıklık sistemine yavaş yavaş nüfuz ederek vücudun enfeksiyonlara karşı direncini yok eden ve bireyi çeşitli rahatsızlıklara karşı korunmasız hale getiren bir virusmus.
AIDS'in aciliminin Turkce'si "Sonradan Edinilen Bağışıklık Eksikligi Sendromu". "Sonradan Edinilen" ifadesi hastalığın genetik (ırsi) olmadığı anlamına gelmektedir. "Bağışıklık Eksikliği" ifadesi ise vücudun bağışıklık sisteminin çökmesi anlamına gelmektedir. "Sendrom" ise birbirleriyle ilişkisiz gibi görünen, ancak bir araya geldiklerinde tek bir olgu olarak kendilerini gösteren bulgular bütünüdür. Tıp dilinde, sendrom, yalnızca, nedenleri tek tek açıklanamayan, birlikte rastlanılan bulguları tanımlamakta kullanılır. Dolayısıyla, bu bulgular, altında yatan bir hastalıkla açıklanabilirse, kuramsal olarak artık sendrom değildir aslinda. Ancak, eskiden "sendrom" olarak anılan, ve günümüzde nedenleri bilindiği için hastalık olarak bilinen bir sürü durum, hala geleneksel sendrom adını korumuştur. Buna en guzel ornek AIDS'tir.
Ilk olarak Afrika'da ortaya ciktigi dusunulen AIDS, 1959 yilinda Belcika Kongosu'nda ilk defa teshis edilmis ve 1983 yilina kadar nedeni anlasilmadigi icin "sendrom" olarak tanimlanmis. 1983 yilinda AIDS'e neden olan virus bulunmus ve ismi HIV konmustur. Ancak AIDS hala "sendrom" ismi ile anilmaktadir. Yani HIV, AIDS hastaligina yol acan bir virustur. AIDS, HIV enfeksiyonunun en ilerlemis, son aşamasıdır ve bu süreçte ölümcül enfeksiyonlara ve kansere (kaposi sarkomu, rahim ağzı kanseri ve lenfoma) sıklıkla rastlanır. Yani her HIV tasiyicisi AIDS degildir.
HIV virusune maruz kaldiktan sonra vucut hiçbir belirti göstermeyebilir. Virüsün gelişimi ise kişiden kişiye değişir. Belirtiler birkaç aydan 10 yıla kadar gorulmeyebilir. Erken teshis edilip tedavi sureci baslatilmazsa virüs bölünerek çoğalır ve bağışıklık sistemindeki hücrelere bulaşarak enfeksiyonla savaşan CD4+ veya T4 denilen hücreleri öldürür. HIV, hedef aldığı hücreleri çeşitli aşamalarla istila eder, hücrenin yönetimini ele geçirir, hücre içinde kendi kopyalarını yaratır ve en sonunda da hücrenin ölümüne sebep verir. Hücrenin ölümünden sonra, oluşturulmuş kopyalar tekrar başka sağlıklı hücrelere yapışır ve bu böyle devam eder. Bu döngü içinde, bir yandan HIV kendini kopyalayıp çoğalırken, diğer taraftan da vücudun bağışıklık sistemini oluşturan hücreler gittikçe azalmaktadır. HIV tedavisinin genel prensibi, virüsün bu anlatılan işleyişindeki basamaklardan birini engelleyerek bağışıklık sistemini koruma altina almaktir. Eğer gerekli tedavi uygulanmıyorsa, bir noktadan sonra bağışıklık sistemi işlevini kaybedecek ve sağlıklı bir insan için kolaylıkla atlatılabilecek hastalıklar, hayatı tehdit edecek şekilde ciddi bir hal alacaktır.
Bağışıklık sistemi zayıflayan, HIV tasiyici kişide gorulen belirtiler:
- Enerji kaybı
- Kilo kaybı
- Sürekli ateş ve terleme
- Sürekli veya kalıcı mantar enfeksiyonu
- Kalıcı deri döküntüleri veya pul pul dökülen deri
- Kısa süreli hafıza kaybı
- Herpes enfeksiyonları nedeniyle ağız, jenital ve anal yaralar
- Lenf bezlerinde buyumeler
AIDS'in belirtileri:
- Öksürük ve nefes darlığı
- Nöbetler ve koordinasyon eksikliği
- Zor veya ağrılı yutkunma
- Kafa karışıklığı ve unutkanlık gibi zihinsel rahatsızlıklar
- Şiddetli ve kalıcı ishal
- Ateş
- Görüş kaybı
- Mide bulantısı, karın ağrısı, kusma
- Kilo kaybı ve aşırı yorgunluk
- Ensede sertleşmeyle beraber şiddetli baş ağrıları
- Koma
HIV'yi baskilamak icin uygulanan bir ilac tedavisi olmasina ragmen, AIDS'i tum dunyada bu kadar onemli kilan AIDS'in simdiye kadar bulunan bir tedavisinin olmamasi ve HIV'e karsi henuz asinin uretilememis olmasidir. O yuzden korunma yontemleri ve ara sira test yapilmasi konusunda bilinclenmek cok onemlidir.
AIDS'in ilk olarak Afrika'da ortaya ciktigi dusunulmektedir. Dunya'daki tum HIV tasiyicilarinin %70'i Sahra Alti Afrika'da yasamakta, hatta bazi Afrika ulkelerinde nufusun %10'undan fazlasi HIV tasiyicisidir. Ne yazik ki, Dunya Saglik Orgutu'nun raporuna gore dunyadaki HIV tasiyicisi insanlarin %90'i gerekli tedaviyi alamiyor. Doğu Avrupa, Hindistan, Güney Asya ve Güneydoğu Asya, Latin Amerika ve Karayipler'de HIV tasiyicisi olan insanlarin oraninda ciddi artış görülmektedir.
Bulasma Yollari:
- Korunmasiz cinsel iliski
- HIV tasiyicisiyla igne paylasimi (uyusturucu igneleri, piercing, dovme uygulamasi icin kullanilan igneler ya da hastanede kan alimi sirasinda kullanilan igneler)
- HIV tasiyicisindan organ nakli
- HIV tasiyicisi anneden bebege (Tedavi gormeyen anneden bebege bulasma orani %30)
HIV şu yollarla bulaşmaz:
HIV/AIDS gündelik temaslarla, aynı odada bulunma, aynı okulda okuma, aynı havayı soluma gibi yollarla bulaşmaz. HIV sağlıklı deriden geçmez. Bunun dışında HIV/AIDS şu yollarla da 'bulaşmaz':
- El sıkışma, deriye dokunma, okşama, kucaklama, sosyal öpüşme,
- Tükürük, gözyaşı, ter, aksırık, öksürük, idrar, dışkı,
- Yiyecekler, içecekler, çatal, kaşık, bardak, tabak, telefon vs.
- Tuvalet, duş, musluk, yüzme havuzu, deniz, sauna, hamam vs.
- Sivrisinek ve diğer böceklerin sokması,
- HIV pozitif bir kimse ile aynı ortamda kedi, köpek ve diğer hayvanlarla birlikte yaşamak
HIV'in ya da AIDS'in yayilmasini onlemek icin herkes uzerine duseni yapmali ve korunma yontemlerini ogrenmelidir. Korunmasız her türlü cinsel ilişki, güvenli olmayan kan alışverişi sonrası ve hamilelik öncesi HIV testi yaptırılması tavsiye edilir.
Korunma Yontemleri:
- Korunmasız cinsel ilişkiye girilmemelidir. Prezervatifin sağlam olmasına dikkat edilmeli, prezervatife zarar verebileceği için vazelin gibi petrol bazlı kayganlaştırıcılar kullanılmamalıdır. Kadın ve erkek prezervatifi veya iki erkek prezervatifi birlikte kullanılmamalıdır. Bu davranış sürtünmeyi arttıracağı için prezervatifin yırtılmasına sebep olabilir. Spermdeki ve vajina salgısındaki HIV, dış ortamda birkaç saatte, kuru ortamda ise yarım saatte ölür. HIV kurumuş kanda da kısa zamanda ölür.
- Kan nakli sırasında, AIDS testi yapılmamış kontrolsüz kan kesinlikle kullanılmamalıdır.
- Kullanılmış ve dezenfekte edilmemiş şırınga, iğne, cerrahi aletler, jilet, makas, diş hekimliği aletleri, akupunktur iğneleri kesinlikle kullanılmamalıdır. Tek kullanımlık araç-gereçler yeniden kullanılmamalı, kullanılan aletler kesinlikle dezenfekte ya da sterilize edilmelidir.
- HIV pozitif kişi, test sonucunu öğrendikten sonra kesinlikle kan bağışlamamalıdır.
- HIV bulunduran sperm sıvısı, genital sıvı ya da kanın yaralı bir dokuya teması engellenmelidir.
- Vucudunuzdaki açık yaralar, vücuda virüsün girişini engellemek için bantla kapali tutulmalidir.
- Eger cildinize HIV tasiyan bir vucut sivisi bulastiysa su ve sabunla iyice yıkama ile (en az 15 saniye) bütün mikroplar gibi HIV de deriden uzaklaştırılabilir. Yıkandıktan sonra derinin alkol ile temizlenmesi uygun olabilir. Yaralanma durumunda yara yeri, önce sabun ve su ile iyice yıkanmalı, ardından tentürdiyot veya betadin gibi bir antiseptik ile temizlenmelidir.
- Eger HIV tasiyan sperm, kan gibi bir vucut sivisi bir esyaniza bulastiysa eşyayı birkaç dakika kaynatarak ya da 60 C°'de 30 dakika ısıtarak virus öldürebilirsiniz. Sulandırılmış çamaşır suyu temas ettiği HIV'i 10 dakika içinde öldürür. Sodyumhipoklorid, çamaşır suyunda bulunan etkili maddedir, içinde klor vardır. Çamaşır suyu şişesinin üzerindeki tarifeye göre sulandırılarak kullanılır. Sulandırılan çamaşır suyunda klor kokusu bulunmalıdır.
Eger kisi HIV tasiyicisi oldugundan supheleniyorsa, cogu devlet hastanelerinde, universite hastanelerinde ya da ozel hastanelerde HIV testi yaptilabilir. Hatta ismini vermek zorunda bile degildir. Hastane calisanlarinin kisinin kimligini isteme gibi bir hakki yoktur. Bu onemli bilginin herkes tarafindan bilinmesi cok onemli cunku eminim bir cok kisi HIV tasiyicisi oldugu duyulunca isini kaybedeceginden ya da okula devam edemeyeceginden endise duydugu icin belirtileri gosterse bile test yaptirmaktan kaciniyordur. Bu da hastaligin teshisini geciktirir, daha da kotusu kisi HIV tasiyicisi oldugunu bilmeden kan bagisi yapabilir, partnerine ya da hamile kalirsa bebegine gecirebilir.
1 Aralik Dunya AIDS Gunu vesilesiyle HIV ve AIDS ile ilgili bir cok yeni bilgi ogrendim. Gun benim icin amacina ulasti yani :) Dilegim HIV tasiyicisi veya AIDS olan kisilerin gereken tedavilerini alabilmesi ve tabiki en kisa zamanda, AIDS'in tedavisinin, HIV'nin de asisinin bulunmasidir.
Pozitif Yasam Dernegi'ne destek olmak icin banka hesap numaralarina BURADAN ulasilabilir.
Pozitif Yasam Dernegi'ne destek olmak icin banka hesap numaralarina BURADAN ulasilabilir.
Kaynaklar:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder