Sayfalar

2 Ekim 2013 Çarşamba

Pamukkale, Hierapolis Antik Kenti, Denizli Tandır Kebabı, Babadağlılar Işhanı

Bir dugun nedniyle bu yaz Pamukkale'ye 2-3 km uzakliktaki Karahayit'ta 2 gun kalma firsati buldum. 12-13 senedir Karahayit'a gitmemistim. Cocuklugumdan hatirladigim anayoldaki bakimsiz, yikik dokuk binalardan olusan haliydi ve o kadar sure icinde hic degismemis. O zaman duvarlarla cevrili 5 yildizli buyuk oteller ve koy disinda Karahayit'ta hic birsey yoktu. O zaman bu oteller cok luks ve guzellerdi ama simdi bu oteller bile bakimsiz. Bes yildizli otel gibi bile degiller, kendilerini pek yenileyememisler bu sure icinde. Ben daha bakimli, daha gelismis, daha cok turist cekebilen bir Karahayit bekliyordum ama bekledigimi bulamadim ne yazik ki. Pamukkale'den sonra yolu bile hala cok kotu. Halbuki Izmir-Antalya yolu uzerinde tur otobuslerinin tam gecis yolunda bulunan ve 1-2 gece konaklayabilecekleri bir yer burasi. Benim bu kucuk koyde hayalim sanat galerilerinin, kucuk kafe ve restoranlarin oldugu bir ana cadde. Insanlarin aksamlari otellerinden cikip yuruyus yapabildikleri, yemek yiyip biraz canli muzik dinleyebildikleri bir ortam. Cok zor degildir sanirim boyle bir alt yapi hazirlamak.

Karahayit'ta biraz hayal kirikligina ugradiktan sonra Hierapolis Antik Kenti'ne gittik. Pamukkale Travertenleri'nde yurumek isterseniz Hierapolis Antik Kenti'nin iki giris kapisindan birinden girmek ve giris ucretini odemek gerekiyor. Travertenleri ucretsiz olarak uzaktan gormek ve fotograf cekmek isterseniz Pamukkale Koyu'nun kuzeyinde bulunan yapay havuzun etrafindaki parkta gezinebilirsiniz. Travertenlerin en ust noktasina buradan tirmanmak cok zor. Giris ucreti 20 TL. 7 yasa kadar olan cocuklar ucretisiz girebiliyor. Ogrenci indirimi yok ancak ogrenci kartiniz varsa 15 TL'ye bir sene boyunca kullanabileceginiz Muze Kart alip, buraya girerken kullanabilirsiniz. 

Denizli ilinin 18 km. kuzeyinde yer alan Hierapolis Antik Kenti'nin arkeoloji literatüründe “Holy City” yani Kutsal Kent olarak adlandırılması, kentte bilinen bir çok tapınak ve diğer dinsel yapının varlığından kaynaklanmaktadır. Kentin hangi eski coğrafi bölgede yer aldığı tartışılır. Hierapolis coğrafi konumu ile kendisini çevreleyen çeşitli tarihi bölgeler arasında yer almaktadır. Antik coğrafyacı Strabon ile Ptolemaios verdikleri bilgilerde, Karia bölgesine sınır olan Laodikeia ve Tripolis kentlerine yakınlığı ile Hierapolisin bir Frigya kenti olduğunu ileri sürerler. Antik kaynaklarda, kentin Hellenistik dönem öncesi adı ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır. Hierapolis olarak adlandırılmadan önce kentte bir yaşamın var olduğunu Ana Tanrıça kültünden dolayı biliyoruz. 
Kentin kuruluşu hakkında bilgilerin kısıtlı olmasına karşın; Bergama Krallarından II. Eumenes tarafından MÖ. II. YY. başlarında kurulduğu ve Bergamanın efsanevi kurucusu Telephosun karısı Amazonlar kraliçesi Hieradan dolayı, Hierapolis adını aldığı bilinmektedir. Hierapolis, Roma İmparatoru Neron dönemindeki (MS. 60) büyük depreme kadar, Hellenistik kentleşme ilkelerine bağlı kalarak özgün dokusunu sürdürmüştür. Deprem kuşağı üzerinde bulunan kent, Neron dönemi depreminden büyük zarar görmüş ve tamamen yenilenmiştir. Üst üste yaşadığı bu depremlerden sonra kent, tüm Hellenistik niteliğini kaybetmiş, tipik bir Roma kenti görünümünü almıştır. Hierapolis Roma döneminden sonra Bizans döneminde de çok önemli bir merkez olmuştur. Bu önem, MS. IV. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlık merkezi olması (metropolis), MS. 80 yıllarında, Hz. İsa’nın havarilerinden olan, Aziz Philip'in burada öldürülmesinden kaynaklanmaktadır. Hierapolis, XII. yüzyıl sonlarına doğru Türklerin eline geçmiştir.
Biz Karahayit tarafindaki Bati girisinden girdik antik kente. 1 Eylul olmasina ragmen hava cok sicakti. Yazin gidiliyorsa mutlaka sapka ve gunes kremi kullanmak gerekiyor. Bati girisi antik tiyatroya, muzeye, antik havuza ve travertenlere biraz uzak. (Sanirim Dogu giris kapisindan girilince biraz yokus ama travertenlerin uzerinden daha az yurunerek buraya ulasiliyor.) Bu giristen yuruyerek buralara ulasmak yarim saat alir. Eger vakit varsa antik kentteki tarihi yapilari geze geze gormek icin cok ideal ama bizim cok vaktimiz yoktu. Cok vaktiniz yoksa veya yurumek istemiyorsaniz bu kapidan antik havuzun onune kadar ring seferler yapan servise binebilirsiniz. Kisi basi 2TL de tek yon icin bu servise odemeniz gerekiyor. Servisle antik havuzun onune kadar gittik. Antik havuz cay bahcesi gibi yerle cevrilmis. Masaj salonlari, balikla tedavi merkezleri, degerli esya birakabileceginiz kilitli dolaplar, yemek yiyebileceginiz yerler var iceride. Antik Havuza girmek ucrete tabi. Fiyati 30 TL ve 2 saatle sinirli. Biraz pahali ama bana gore bu cok guzel bir uygulama olmus cunku yoksa cok kalabalik olur.

Antik caglarda kral ve kralicelerin girdigine inanilan, içinde yer alan sutun basliklari ve mermer parcalari ile ilginc gorunume sahip antik  "Kleopatra Guzellik Havuzu"na,  yerli ve yabanci turistler ile cesitli hastaliklari sifa arayanlar yogun ilgi gosteriyor. Hierapolis'te 692'de meydana gelen depremde agoranin mermer ve sutunlarinin termal suyun kaynagının yanına devrilmesiyle olusan antik havuz, Pamukkale'nin en onemli simgelerinden biri olarak kabul ediliyor. Su sicakliginin  yaz ve kis aylarinda 36 derece olmasi, havuzdaki termal suyun icerdigi bilesenlerin kalp rahatsizlıklari, tansiyon, romatizma, deri, goz, felc, sinir ve damar hastaliklarin tedavisine katki sagladigina inanilmasi, havuzun ilgi gormesine neden oluyor.
Antik havuzda biraz vakit gecirdikten sonra antik tiyatroya gittik. Antik tiyatroya ulasmak icin antik havuzun arkasindaki yokus patikadan yurumek gerekiyor. UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi'nde bulunan Pamukkale Hierapolis Antik Kenti'nde yer alan antik tiyatro günümüzden bin 800 yıl önce yapılması ile dikkat çekiyor. Yapımı 150 yıl süren ve Roma tiyatrolari icinde en guzel orneklerden biri oldugu belirtilen antik tiyatro, MS 7'nci yuzyildaki depremde hasar gormus ancak  800 yıllık antik tiyatro yenilenerek aslına uygun hale getirilmis. Yaklasik 12 bin kisinin icinde bulunabildigi 50 basamaktan olusan inanilmaz bir yapi burasi. Sahne kisminda spiral yivli mermer sutunlarin uzerlerinde istiridye kabugu seklinde motiflerle dekore edilmis nişler var. Sutunlarin arası heykellerle suslenmiş, burada yapılan kazılar sırasında bol miktarda heykel bulunmus. Sahne arkasındaki duvarlarda ise mermer kabartmalar yer alır. Arkada da cok guzel bir Denizli ve Menderes Ovasi manzarasi var.

Tiyatrodan sonra travertenlere dogru yururken solda kalan muze binasini gorduk. Bu muze binasi benim cocuklugumdan beri var aslinda. O zaman bu muze binasi ile travertenlerin arasindaki bosluktan yol geciyordu J Son yillardaki Pamukkale’yi kurtarma calismalariyla bu asfalt yol kaldirildi ve yolun yerine Pamukkale travertenleri yapildi. Muzeyi gezmek isterseniz Muze Karti’nizla ucretsiz girebilirsiniz. Kartiniz yoksa giris ucreti 5TL. Hierapolis kentinin en büyük yapılarından biri olan Roma Hamamı, 1984 yılından beri Hierapolis Arkeoloji Muzesi olarak hizmet vermektedir. Muzede Hierapolis kazilarindan cıkan eserlerin yaninda Laodikya, Colossia, Tripolis, Attuda gibi Lycos (Çürüksu) vadisi kentlerinden gelen eserler de bulunmaktadır. Ayrıca Tunc caginin en guzel orneklerini veren Beycesultan Hoyugu’nden elde edilen arkeolojik buluntular muzenin nemli bir bolumunu oluşturmaktadır. Ayrıca Caria, Pisidya ve Lidya bölgelerindeki bazı yerleşimlerden ortaya cıkarılan eserler Hierapolis Muzesi’nde toplanmış ve sergilenmektedir. Hierapolis Hamamı’nın bolumlerinden olan uc kapalı mekan ile dogu bitisigindeki kutuphane ve gymnasium olarak bilinen acik mekanlar muze teshir alanları olarak duzenlenmistir. Kucuk ve buyuk bircok eserin sergilendigi muze uc kapali mekandan olusmaktadır. Acik alanda sergilenen eserler ise daha cok mermer ve taş eserlerdir. Bu muzenin arsivi Hierapolis ve Laodikya kazilarından elde edilen lahitler, heykeller, mezar tasları, mimari sutun, paye basliklari ve yazitlardan olusmaktadir.

Muzeden cikip travertenlere dogru yuruduk. Ayakkabilarimizi elimize alip travetenlerde yurumeye devam ettik. Pamukkale teraslari, kaplica suyu tarafindan cokeltilmis bir tortullu kayac olan travertenden oluşur. Bu bolgede, 35 °C den 100 °C ye kadar olan sicaklik araliklarinda 17 adet sicak su kaynaklari vardir. Termal su kaynaktan çıktıktan sonra, 320 m uzunluğunda bir kanal ile traverten başına gelmekte ve buradan, 60-70 m.lik kısmi çökelmenin olduğu traverten katlarına dökülmekte ve ortalama 240-300 m. yol kat etmektedir. Kaynaktan çıkan 35.6 0C sıcaklığında, içinde yüksek miktarda Kalsiyum Hidrokarbonat bulunan suyun havadaki oksijen ile olan teması sırasında Karbondioksit ve Karbon monoksit uçarak kalsiyum karbonat çökelmekte ve traverten oluşumuna sebep olmaktadır. Çökelti ilk etapta jel halindedir. Reaksiyon kimyasal olarak;  Ca(HCO3)+O2 CaCO+CO2+CO+H2O şeklindedir. Kat kat havuzcuklarında ve kat kat seddelerinde, çökelmekte olan kalsiyum karbonat, başlangıçta yumuşak bir jel halindedir. Zaman içinde sertleşmekte ve traverten olmaktadır. Ancak ziyaretçiler tarafından katlar üzerinde gezilmesi ve oynanması, henüz yumuşacık haldeki kalsiyum karbonatların ezilmesine, dağılmasına neden olmaktadır. Travertenlere termal su kontrollü olarak belirli bir program dahilinde verilmektedir. Fazla miktarda ve uzun süre aynı yere akıtılan su yosunlaşmaya ve dolayısıyla travertenlerde hoş olmayan kirliliğe sebep olmaktadır. Beyazlığın oluşumunda, hava şartları, ısı kaybı, akışın yayılımı ve süresi etkilidir. Çökelme, termal sudaki karbondioksitin havadaki karbondioksit dengeye gelinceye kadar devam etmektedir. Yerinde yapılan analizlerde, kaynak başındaki suyun karbondioksit miktarı ortalama 725mg/1 iken, suyun travertenleri terk ettiğinde bu miktar 145mg/1'e düşmektedir. Keza kalsiyum bikarbonat da benzer şekilde 1200 mg/1'den 400 mg/1'e düşmektedir. Keza Ca 576/8mg/1'e düşmektedir. Bu analiz sonucuna göre, 1lt. sudan traverten üzerine 499.9mg. CaCO 3 çökelmektedir. Bu miktar 1 1/sn. su için günde 43191g. Çökelme demektir. Ortalama yoğunluğu 1.48g/cm 3 alan kaplar. Suyun ortalama debisi 466.21/sn. olduğuna göre 13584m2 alan beyazlatılabilecektir. Pratikte bu şartları yerine getirmek güçtür. Ancak bu teorik yaklaşıma göre yılda 1mm. kalınlığında 4.9km2 alan beyazlatılabilir.

Pamukkale travertenleri eskiden cok siyahlasmisti. Termal suyun cogu otellere verildigi icin travertenlerde akacak su kalmadigi icin Pamukkale ozelligini yitirmeye baslamisti. Eskiden terlikle falan giriyorduk ama simdi terlikle, ayakkabi ile girmek yasak.  Karahayit’ta hayal kirikligina ugramistim ama Pamukkale gercekten gelismis ve guzellesmis. En azindan simdi daha bakimli ve duzenli. Pamukkale koyune bir cok kucuk motel yapilmis. Hostel tarzi kalinabilecek yerler de cok fazla. Bir iki gun burada vakit gecirmek antik kenti gezmek icin yeter. Eger Pamukkale’ye geldiyseniz Denizli’nin meshur tandir kebabini yemeden gitmeyin. Denizli kebabı en güzel Denizli sehir merkezindeki Bayramyeri bölgesinde yapılmaktadır. Sabah Sakız ağacından odunlarla yakilan tuglali firin iyice kızdıktan sonra ogleye dogru atesi alinir ve etler fırının içine kancalarla asılıp pismeye birakilir. Denizli Kebabı kuzu etinin ön kolundan yapılır; en lezzetli kısmı kuzunun kürek yatağının olduğu bölgedir. Asılan etlerin altına eriyen yağları biriktirmek için bir tepsi konur. Kebabın yanında verilen tırnak pideleri bu yağların biriktiği tepsiye banılarak usulca yağı sızdırılır ve kebabımızın üzerine kapatılarak servis edilir. Kebap sade lezzeti ile servis edilmektedir. Yanında domates ve soğan tabaklarda ayrı olarak verilmektedir. Kebapla giden en iyi içecek ayrandır. Denizli Kebabının yanında isteseniz de çatal ve bıçak verilmez, elle yenir :) Kebapci Kadir veya Kebapci Enver’i tavsiye ederim. Kebapci Kadir Bayramyeri’ndeki Babadaglilar Ishani’nin arkasindaki Vestel bayisi’nin yanindadir. Disaridan cok hos bir yer gibi gorunmez ama mutlaka deneyin. Babadaglilar Ishani herkes tarafindan bilinen bir yer. Kime sorsaniz soyler :)

Bu arada havlu, nevresim takimi, carsaf, yatak ortusu gibi ev tekstili urunlerine ihtiyaciniz varsa Babadaglilar Ishani gidebileceginiz en uygun yerdir. Havular kilo ile satilir. Cesit cok fazla ve fiyatlar cok uygundur. Mutlaka pazarlik yapin, mumkunse bir kac yeri gezip fiyat almadan ilk girdiginiz yerden satin almayin. Genelde butun dukkanlarda ayni seyi farkli fiyatlara bulabilirsiniz.

Kaynak: Denizli Il Kultur ve Turizm Mudurlugu
            http://en.wikipedia.org/wiki/Pamukkale_University

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder