Yarin eve donuyoruz o yuzden son gunumuzu cok iyi
gecirmeliyiz diyerek erkenden yola ciktik. Yolda kucuk bir pastanede
kahvaltimizi tostados ile yaptik. Tostados bizim tosta benziyor. Normalde icine
mayonez, yag, peynir ve/veya domuz etli salam gibi seyler koyuyorlar ama ben
sadece peynirlisinden yedim. Yaninda da kahve ictim. Porto Riko’da cay
uretilmedigi ve kahve uretimi fazla oldugu icin heryerde kahve satiliyor. Filtre
kahveleri gercekten cok guzel ve benim ABD’de ictiklerimden daha sertlerdi.
Tosttan sonra da Flan denilen krem bruleye benzeyen tatlidan yedim. Guzel bir kahvaltidan sonra gezmeye haziriz J
ve San Juan’a dogru yola ciktik. Istikamet Bacardi rom uretim tesisi.
Bacardi, 4 Subat 1862 yilinda kurulan ve yedi jenerasyon
aile uyeleri tarafindan isletilen, suan 6000 calisani, 27 farkli uretim tesisi
olan ve 150 ulkede satis yapan bir rom uretim sirketidir. Rom disinda Grey
Goose votka, Dewar's Blended Scotch viski, Bombay Sapphire cin, Martini &
Rossi vermut ve Asti, Eristoff votka ve
Cazadores mavi agave tekila uretimi yaparlar.
Sarap tuccari olan Facundo Bacardí Massó Ispanya’dan 1830 yilinda Kuba’ya goc etmis. Romun kotu uretilmesi ve kaliteli barlarda servis edilmiyor olmasini firsat bilerek, kendisi bazi teknikler ekleyerek daha saf, daha lezzetli rom uretmeye baslar. Ayrica romu safliginin azalmamasi icin beyaz mese agacindan yapilan ficilarda saklamaya baslar. Ve bu rom Dunya’nin ilk “beyaz” yani “temiz” romu olarak kabul edilmis. Daha sonra kardesiyle birlikte uretim tesisinin yanina urettikleri romu satmak icin kucuk bir dukkan acarlar ve uretim tesisinin oldugu binada meyve yiyen yarasalarin bulundugunu gorunce markanin logosunun bir yarasa olmasina karar verirler. Bacardi ailesi ilk basta Kuba devrimini desteklemesine ragmen, Fidel Castro rejiminden sonra ozel mulkiyet edinmenin yasaklanmasi ve banka hesaplarina el konulmasi tehlikesiyle sirket devrimden hemen once ana parasini Bahamalar'a, uretim tesislerini de ABD’ye ihrac edilen romlarin ithalat vergilerinden kacmak icin Porto Riko ve Meksika’ya tasimak zorunda kalmis. Simdi Kuba’da Bacardi marka rom satilmiyormus. Su an Kuba’da satilan rom devrim sirasinda devlet sirketi olan Havana Club'a aitmis. ABD'nin Kuba'ya uyguladigi ambargodan dolayi Kuba hukumeti de Havana Club urunlerini ABD'ye ihrac etmiyor ama ABD disindaki ulkelerde bu romu bulmak mumkun.
Sarap tuccari olan Facundo Bacardí Massó Ispanya’dan 1830 yilinda Kuba’ya goc etmis. Romun kotu uretilmesi ve kaliteli barlarda servis edilmiyor olmasini firsat bilerek, kendisi bazi teknikler ekleyerek daha saf, daha lezzetli rom uretmeye baslar. Ayrica romu safliginin azalmamasi icin beyaz mese agacindan yapilan ficilarda saklamaya baslar. Ve bu rom Dunya’nin ilk “beyaz” yani “temiz” romu olarak kabul edilmis. Daha sonra kardesiyle birlikte uretim tesisinin yanina urettikleri romu satmak icin kucuk bir dukkan acarlar ve uretim tesisinin oldugu binada meyve yiyen yarasalarin bulundugunu gorunce markanin logosunun bir yarasa olmasina karar verirler. Bacardi ailesi ilk basta Kuba devrimini desteklemesine ragmen, Fidel Castro rejiminden sonra ozel mulkiyet edinmenin yasaklanmasi ve banka hesaplarina el konulmasi tehlikesiyle sirket devrimden hemen once ana parasini Bahamalar'a, uretim tesislerini de ABD’ye ihrac edilen romlarin ithalat vergilerinden kacmak icin Porto Riko ve Meksika’ya tasimak zorunda kalmis. Simdi Kuba’da Bacardi marka rom satilmiyormus. Su an Kuba’da satilan rom devrim sirasinda devlet sirketi olan Havana Club'a aitmis. ABD'nin Kuba'ya uyguladigi ambargodan dolayi Kuba hukumeti de Havana Club urunlerini ABD'ye ihrac etmiyor ama ABD disindaki ulkelerde bu romu bulmak mumkun.
Yarim saat bir yolculuktan sonra Cantano bolgesindeki Bacardi rom uretim tesisine geldik. Bu tesis tam El Morro kalesinin karsisinda. Yani San Juan korfezinin girisinin bir ucu El Morro Kalesi diger ucu da Bacardi uretim tesisi. Ilk girdigimizde gordugumuz cok fazla bekleyen turist olduguydu. Herkesi kafileler halinde iceriye aldiklari icin once herkese belli renkte bir bilet ve kisi basi 2 adet icecek fisi veriyorlar. Icecek fisimizle beles ikiser adet Bacardi kokteylimizi ictekten sonra bilet rengimiz anons edilince yanlari acik tren gibi bir aracla muzeye goturulduk. Muzede romun nasil uretildigini, markalarinin neden yarasa oldugunu, ilk nasil uretime baslandigini, Kuba’dan neden tasindiklarini ve Bacardi ile yapilan degisik kokteyleri anlatiyolar. Romun yapiminda once seker kamisi suyu, melasi ve damitilmasindan arta kalan vinasin su ile karıstırılmasiyla şıra olusturulurmus. şıra 48 saat ile 5 gun arasi bir süre mayalandiktan sonra damitilirmis. Meşe ficilarda 15 yila kadar eskitilip suzuldukten sonra icmeye hazir hale gelirmis. En pahali olan Bacardi Gold denen cesidi 8 yil eskitiliyormus. Bacardi ile yapilan unlu kokteyller Mojito, Cuba Libre ve Zombi Kokteylidir.
Mojito:
19. yy’da Kuba’da ilk icilmeye baslandigi rivayet ediliyor.
Tarifi: Nane yapraklari limon suyunda eziliyor, sonra icine seker ve buz ekleniyor. Uzerine rom ve soda ekleniyor ve guzelce karistirilarak servis ediliyor.
Tarifi: Nane yapraklari limon suyunda eziliyor, sonra icine seker ve buz ekleniyor. Uzerine rom ve soda ekleniyor ve guzelce karistirilarak servis ediliyor.
Icindekiler: 60ml Bacardi Superior
– Beyaz Rom, 30ml limon suyu, 6 taze nane yapragi, 2 yemek kasigi seker,
soda, ezilmis buz
Cuba Libre: Cuba Libre, Ozgur Kuba demekmis Ispanyolca’da. ABD’de rom - kola olarak adlandirilir.
1900'lu yillarda Havana/Kuba’da ilk icilmeye baslandigi soylenir.
Tarifi: 1 kisim Bacardi
Gold rom ile 3 kisim kolanin buz kupleri olan bardaga doldurulur ve uzerinde
limon dilimleriyle servis edilir.
Tarifi: Karistirma bardaginda butun malzemeleri karstirip, buz dolu ince uzun bardaga dokulur ve meyve dilimleriyle servis edilir.
Icindekiler: 2 kisim Bacardi Superior Rom, 1 1/3 kisim Bacardi Gold Rom,
1 kisim triple sec, 2 kisim aci-eksi karisim, 2 kisim portakal suyu, 1 kisim
grenadine veya mavi curacao.
Muzeyi 40 dakikada gezdiriyorlar ve sonunda yine ayni
araclarla baslangic noktasina geri geliniyor. Bekleme suresiyle birlikte 1.5
saat gibi bir zaman aldi burayi gezmemiz. Beles ickilerin disinda bizim
ilgimizi ceken pek birsey olmadi cunku aslinda uretim tesisini gezdirmiyorlar
sadece bu ucretsiz turlari yapmak ve turistkleri cekip reklam yapip Bacardi
satmak amaciyla acilmis showroom tarzi yerleri gezdiriyorlar. Bu muzede
ogrenilen bilgileri internetten okuyarak ta ogrenebilirdik. Muzenin magazasinda satilan romlarin fiyatlari da bizim San Juan marketlerinde ve havaalaninnin duty freesinde gordugumuz romlardan $2-3 kadar daha ucuzdu.
Muzeden sonra Eski San Juan’a yakin bir yerde oldugumuz icin oraya dogru
yola ciktik. Ilk geldigimiz gunlerde gitmistik ama o zaman daha cok vaktimizi kaleleri
gezmeye ayridigimiz icin sokaklarinda dolasmaya cok vaktimiz kalmamisti. Biz de
ara sokaklari kesfetmek icin tekrar Eski San Juan’a dogru yola ciktik. Yedi bloktan olusan Eski San Juan’in hemen hemen butun sokaklarindan gectik,
fotograflar cektik. Yollardaki kedilere sut verdik. Magazalara, kucuk barlara
ve bakkalara girdik, ciktik. Bir kac hediyelik esya aldmayi da ihmal etmedik.
Buzdolabina miknatisli Porto Riko seramigi, agac yapraklarindan ve bambulardan
yapilan fotograf albumu, el yapimi tahta oymasi kedi figurleri ve Latin Amerika
Ulkeleri’nde cok meshur bir oyun olan domino seti gibi.
Ogle yemegini daha once geldigimiz ve memnun ayrildigimiz El
Jibarito Restaurant’ta yedik. Sonrasindaysa PR TeaCo’da cay ve kahve ictik. Porto
Riko’da cay uretilmiyor, bu yuzden butun caylar ithal ama degisik caylardan
farkli karisimlar yapmislar. Denediklerimizden biri “Peace of Mind” isimli
bitki cayiydi. Bu kafeinsiz cay papatya, sitrus, kusburnu, limonotu,
lemongrass, nane, mersin agaci, stevia yapragi ve ebegumecinin karismindan
yapilmis. Eh iste fena degildi ama sanki icine tuz eklenmis
gibiydi. Diger denedigim seyse “Cafteas” dedikleri cay ve kahve karisimlari.
Benim denedigim french vanilla kahveyle siyah cayin karisimdan olusuyordu.
Icinede biraz sicak sut eklediler. Burada
yola cikmadan once biraz dinlendik.
Hava kararmak uzereydi ve otele dogru yola ciktik. Yol uzerinde hep
gordugumuz outletlere (Outlet Mall 66) hem yemek yemek icin hem de fiyatlar ABD’den cok farkli
mi merak ettigimiz icin son gunumuzde girmeden edemedik. Bir kac magaza
gezindikten sonra fiyatlarin cok farkli olmadigini gorup merakimizi yenmis
olduk :) Yemeklerimizi
paket yaptirip otele geldik. Artik hazirlanma vakti gelmisti. Porto Riko’da cok
guzel bir alti gun gecirdik. Yeni yerler gorduk, degisik tatlar denedik.
Yorulduk ama gercekten degdi. Gitmeyi istedigimiz yerler arasindan bir tanesi daha azalmis oldu boylece. Gecen sene Mart'ta Hindistan’a gitmistim ama o zaman
blog yazmaya baslamamistim daha :) Bakalim seneye bu tarihlerde nerelerde
olacagim.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder