Sayfalar

10 Ekim 2014 Cuma

Yedi Gitar (Seven Guitars) ve August Wilson

Carnegie Mellon Universitesi'nin (CMU) 1914'te acilan Tiyatro Bolumu ABD'nin en eski tiyatro bolumlerinden biriymis. Yil boyunca ogrencilerin ve hocalarin oynayip, yonettigi bir cok ucretli ve ucretsiz tiyatro gosterimleri oluyor. Hem de yillik uyelik alinirsa ogrenci bileti oyun basina 8.5 dolara denk geliyor. Biz de gecen hafta Sirca Kumes oyunuyla tiyatro sezonunu acmistik ve bu hafta da CMU'nun yillik uyeligini edinerek dun ilk oyun olan August Wilson'in Yedi Gitar (Seven Guitars) oyununu izledik.

August Wilson 1945 yilinda Pittsburgh'un fakir Afroamerikan'larin yasadigi, az gelismis Hill District mahallesinde dogmus ve cocuklugunu annesi ve diger bes kardesi ile burada gecirmis. Cocuklugunda babasi hep evden uzakmis; daha sonra annesi ve babasi bosaninca babasiyla iliskisi tamamen kesilmis. Liseden kopya nedeniyle atilan Wilson kendini Pittsburgh'taki Carnegie Kutuphanesi'nde ozellikle Afroamerikan yazarlarin oyunlarini, kitaplarini okuyarak gelistirmis ve 12 yaslarinda calinti bir daktilo satin alarak yazi yazmaya baslamis.

Kucuk yaslarda hizmet sektorunde calismaya baslayan Wilson daha sonra yazilari dergilerde basilmaya baslayinca bir dergide calismak uzere Chicago'ya tasinmis. August Wilson Pittsburgh'ta yasayan Afroamerikanlarin yasamlarini farkli 10 yillik surecler halinde anlatan ilk uc oyununu yazdiktan sonra guzel sanatlar acisindan onemli bir tiyatrolar serisi olusturdugunu farketmis. 1980'lerin basinda her biri 10 yillik bir sureci kapsayan 10 oyunluk bir seri olusturmaya karar vermis ve Pittsburgh Dongusu (Pittsburgh Cycle) ya da Yuzyil Dongusu (Century Cycle) diye anilan cagdas tiyatronun onemli edebi basarilarindan birine imza atmis.

Wilson bu 10 oyunluk seride Afroamerikanlarin umutlarini, hayalkirikliklarini, karsilastiklari sorunlari, irkciligi ve ekonomik problemlerini yansitmaya calismis ve oyunlarinda her zaman kendi kulturunu bilen Afroamerikanlarin oynamasini ve oyunlarinin onlar tarafinda yonetilmesini istemis. Hatta Fences diye bir oyunu filme aktarilmak istenmis ancak Wilson Afroamerikan bir yonetmen olmasini istedigi icin bu proje gerceklestirilemeden rafa kaldirilmis.

Wilson hayati boyunca 4 B'den cok etkilendigini soylemis bir roportajinda: Blues muzik, sair-yazar Jorge Luis Borges, oyun yazari Amiri Baraka ve ressam Romare Bearden. Oyunlarinda hep kendi hayatindan esinlenen Wilson, temizlik islerinde calisan isciyi, akil sagligi yerinde olmayan birini, terkedilmis kadinlari ve hayatin zorluklarina gogus germek icin evini, sevdigini icin terk etmek zorunda kalan erkekleri oyunlarinda yansitmis. Bizim dun izledigimiz 1995'te yazilan Yedi Gitar oyunu 1940'larda Pittsburgh'un Hill District Bolgesi'nde dogdugu evin arka bahcesinde geciyor. Oyun burada yasayan 7 kisinin baslarindan gecen hikayeyi anlatiyor. Oyun ana karakter olan Blues sarkicisi Floyd'un cenazesinden donen sevgilisi ve arkadaslarinin Floyd'un sarkisini soyledikleri sahne ile basliyor ve flashbacklerle olmeden onceki son bir haftayi anlatip oyunun sonunda cenaze sonrasindaki bahcedeki sahneye geri donuyor. Oyunda album cikartmak amaciyla sevgilisini terkedip Chicago'ya tasinan Floyd'un ve arkadaslarinin hayatlari boyunca yasadiklari zorluklari anlatiyor. Soguk ve bakimsiz mahallaler, evler, saglik hizmetine ulasamamalari, mahallelerine toplu tasima araclarinin girmemesi, polisin hicbir olay yokken tutuklayip dovmesi, issizlik, fakirlik nedeniyle okula gidememeleri gibi sorunlara dikkat cekiliyor. Sonunda da Floyd akli dengesi yerinde olmayan ve tedavi olamayan arkadasi tarafindan para kavgasi sonucu bogazi kesilerek olduruluyor. Oyunun basindaki ve sonundaki cenaze sahnesi aslinda Floyd'un cenazesindenmis.

Neredeyse uc saat suren bu oyun simdiye kadar izledigim en uzun oyundu. Oyuncularin aksanlari dolayisiyla konusmalari cok iyi anlayamadim ama genel olarak oyunculuklar cok iyiydi ve sahne tasarimi cok gercekci ve basariliydi. ABD'nin Shakespeare'i olarak gorulen, Pittsburgh dogumlu Wilson'in Pittsburgh'ta dogup buyudugu evde gecen oyunu Pittsburgh'ta izlemis olmak beni cok mutlu hissettirdi.

2005 yilinda Seattle'da karaciger kanserine yenik dusen August Wilson ABD'ye cok buyuk bir miras birakmis aslinda. Zaten Wilson'in da oyunlariyla yapmaya calistigi bu insanlari ve sorunlarini gorunur kilmak, bu konuda bir bilinirlik yaratmak, onlarinda hayattaki her turden duyguyu yasayan siradan insanlar oldugunu diger kulturlerden ve irktan insanlarin farketmesini ve onlarin olaylari Afroamerikanlarin gozlerinden gormelerini saglamakti. Yapmak istedigini fazlasiyla gerceklestirmis Wilson ve bu ulkede yasayan, farkli sebeplerle hayattan dislanan Afroamerikanlara cok buyuk bir isik ve esin kaynagi oldugu ve olacagi kesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder